
fatmayı, bir rivayete göre, dedem alıp getirmiş dükkana. mazisini bilmiyoruz kedinin anlayacağınız. hayret, dedim, babam kedilerden hiç hazzetmez ama bizim dükkanda bir kedi barınabilirmiş demek.
sanırsam fatmayı dükkana getirdikleri zaman fatma hamileymiş. çünkü dükkana geldikten kısa bir süre sonra doğurmuştu, kendisi gibi sarı 4 yavrusu olmuştu. yavrulardan, babalarının pamuk olmadığını anlamak çok da zor değil :)
neyse gel zaman git zaman, fatma dükkana, babam fatmaya alıştı. ama babamın bir meramı varmış meğer, fatmanın bıyıkları çok uzunmuş.ve evet, babam makası alıp fatmanın bıyıklarını kırpmış. kökten almamış da, şekil yapmış, boylarını kısaltmış.kedi tabii fırlamış yerinden haliyle, korkuyla. noluyoruz gibisinden. hissetme duyusu babam tarafından zedelenmiş olmuştu böylece fatmanın. zaten hırçındı, daha beter olmuştu o günden sonra.
yavrular büyümeye başladığı zaman babam artık istememiş kedileri. zaten bekliyordum ben, babam epey bir süre sesini çıkarmamıştı. sesini çıkarmama nedeni de dedemiş meğer. o istiyor diyeymiş.
babam fatmanın yuvası olan kutuyu elime tutuşturarak, benden bizim bahçeye götürmemi istemişti. ev dükkana yakın, seve seve götürdüm tabii ki. ama kıpırdanıyor içinde fatmayla yavrular. geldik bahçeye, fatma fırladı. tabi bahçenin ahalisi yadırgadı fatmayı. ben birebir ilgileniyorum fatmayla, yaklaşan erkekleri kaçırıyorum kovalıyorum felan. ama fatma daha fazla dayanamadı, bir yavrusunun ensesinden aldığı gibi dükkana doğru koşmaya başladı. o kesik bıyıklarıyla nasıl buldu o dükkanın yolunu ya da kaç kere dükkandan kaçmıştı da bu kadar rahat yolu bulabiliyordu hala bilmiyorum. peşi sıra gittim ben de, elimde diğer yavruların olduğu kutuyla. yine dükkana yerleşti fatma.
o dükkandan çıkalı 10 sene olduğunu düşünürsek, fatmayı da en son 10 sene önce görmüşümdür tahminen. sinirli bir suratı vardı, pek de dokundurtmazdı kendisine. ne alemde, nerelerde hiç habaarım yok, görmedim duymadım algılamadım, bilmiyooorum yani.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder