30 Ocak 2009 Cuma

"İklim değişikliği fok doğumlarını erteledi"

Daha önce ağustos ortalarında gerçekleşen Akdeniz Foku doğumları, iklim değişikliğine bağlı olarak son yıllarda yaklaşık 3 ay gecikmeli gerçekleşiyor.




(ODT) Erdemli Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Cemal Gücü, Akdeniz fok kolonisindeki dişilerin daha önce ağustos ortalarında doğum yaptıklarına dikkati çekerek, “Fokların doğumları ekim ayı sonlarına doğru sarkmaya başladı. Geçen yıl ağustosta doğmalarını beklediğimiz yavruların ekim sonunda dünyaya geldikleri belirlendi” dedi. Anne fokların doğumlarındaki değişimin, son birkaç yıldır sonbaharın yaşanmamasından kaynaklandığını anlatan Gücü, şunları kaydetti:
“Yazdan kışa, doğrudan mevsim geçişleri deniz canlılarının yaşamını olumsuz etkiliyor. Sıcak ortamın, ara mevsim yaşanmadan birden bire değişmesi ve rüzgâr değişimleri gibi faktörler, Akdeniz fokunun alışılagelmiş üreme zamanını değiştirdi. ”

kaynak: milliyet

"Sağır köpek işaret dilini öğrendi"

İngiltere'de doğuştan sağır olduğu için sahipleri tarafından hayvan bakımevine bırakılan 4 aylık bir köpek yavrusuna eğitmenler işaret dilini öğretti.


Eğitmenlerden Leslie Carley, ‘Snowy’nin ‘muhteşem gözleri’ sayesinde, en ufak hareketi bile fark edebildiğini ve işaret dilini 3 haftada öğrenebildiğini söyledi. Snowy’nin bu yeteneği sayesinde kendisine yeni bir aile bulmakta zorlanmayacağı düşünülüyor.

kaynak: 24 ocak 2009 tarihli milliyet

"Dünyanın ilk lüks köpek oteli Almanya’da açılıyor"

Almanya'nın Münih kentinin kuzeyindeki Freising’de ev köpeklerini ağırlayacak dünyanın ilk lüks köpek oteli, 15 Aralık 2008'de hizmet vermeye başladı.



ısıtmalı 9 köpek kulübesinde toplam 45 köpeği barındırma kapasitesine sahip olan otelde, 20 bakıcı 24 saat sürekli hizmet verecek. Bakıcılar köpeklerin bakımı ve temizliği, sağlık sorunlarıyla ilgilenecek ve konaklayacak hayvanları evden alıp konaklama bitişinde tekrar eve bırakacak. Köpeklerin otelde günlük konaklaması 65, geceliği de 80 euro.

kaynak:milliyet

"Bu kedi 100 yaşını devirdi!"


çok cici bir haber. bakın şu tosunun suratına, daha da yaşayacağım henüz bir yere gitmeye niyetim yok diyor sanki :)

"İngiltere'de yaşayan Mischief adlı şanslı kedi,kedi yılına göre 100 yaşını devirdi.

Bu kedi tam 27 yaşında. Mischief adlı erkek kedi hiç bir sıkıntı yaşamadan 27 yaşına kadar gelebilme başarısını gösterdi. İngiltere'de yaşayan ülkenin en yaşlı kedisi için Guinness editörleri de bilinen daha yaşlı bir kedi olmadığını açıkladı.

Şanslı siyah kedi için sahibi Donna Thorne (33) "kedi yılına göre 100 yaşını geçti. Hayret verici bir biçimde yoluna devam ediyor" diye konuşuyor.

Kocası Chris'in 1981 yılında evlat edindiği Mischief ailenin ayrılmaz bir parçası haline gelmiş. Daha fazla uyuyan ve daha yavaş hareket eden şanslı kedinin sağlığı ile ilgili bir problemi ise yok."

kaynak: 3 aralık 2008 tarihli milliyet

HAFTANIN FOTOĞRAFI / 30 OCAK 2009


önce böyle sefümlü sefümlü baktı, sonra şımardı, yuvarlandı yattı...


24 Ocak 2009 Cumartesi

" Yavru kedilere piercing yapan kadın"

ABD'de bir kadın, internette satışa sunduğu yavru kedilerin kulağına, boynuna ve kuyruğuna “piercing” yaparak hayvanlara zulmetmekle suçlandı.

Yetkililer, hayvan haklarını koruyan bir kuruluşun istihbaratı üzerine köpek bakıcısı 34 yaşındaki Holly Crawford'un evine baskın düzenledi. Söz konusu kuruluş, Crawford'un hayvanları internetten yüzlerce dolara sattığını belirtti.

Crawford, Associated Press ajansına verdiği demeçte, bir kedi ile insana “piercing” yapmak arasında bir fark görmediğini ifade etti. Steril iğneler kullandığını ve kedilerin iyi olup olmadığını günde birkaç kez kontrol ettiğini söyleyen Crawford, “Bunu yaptığımda zulmetme niyetim yoktu. Kediler kesinlikle seviliyor ve iyi besleniyor. Ve çok mutlular” dedi.

Kendi vücuduna da “Piercing” yapan Crawford, geçen sonbaharda sahipsiz bir kedinin kulak ve boynuna “piercing” yaparak bu işe heveslendiğini söyledi.
Hayvanlara Etik Muamele kuruluşu başkan yardımcısı Daphna Nachminovitch ise “piercing” yapmayı “barbarlık” olarak niteledi ve “Avuç içi büyüklüğündeki bir hayvana bu tür bir acıyı vermenin bahanesi olamaz” dedi.

kaynak: 23 ocak 2009 tarihli hürriyet

"Eskişehir'de hayvan katliamı"

şerefsizlerin hayvan katliamları durdurak bilmeden devam ediyor arkadaşlar.. şimdiki katliam ise eskişehirde gerçekleşti. jandarma karakoluna şikayette bulunulmuş ama niyeyse işe yaramıyor bu şikayetler. çünkü konuya olay bazında yaklaşılıyor, tekil bakılıyor. ülke genelinde caydırıcı hiç bir kanun kural hiçbirşey yok.

"Eskişehir’de bir parkta 4 köpek ile 2 saksağan kuşu, kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından bırakılan zehirli köpek mamasıyla öldürüldü.

75’inci Yıl Mahallesi’ndeki bir parkta 4 köpek ile 2 saksağan kuşu vatandaşlar tarafından ölü bulundu. Vatandaşların durumu bildirmesinin ardından parka gelen Eskişehir Odunpazarı Belediyesi Hayvan Barınağı görevlileri, ölü köpek ve kuşların yanında zehirli olduğu belirlenen kuru köpek maması buldu. Hayvan leşleri ekipler tarafından barınağa götürüldü."

haberin devamı için tıklayınız.


16 Ocak 2009 Cuma

"Çöp poşetlerinde 70 kedi ölüsü bulundu"

ABD’nin Teksas eyaletinde çöp poşetlerinin içine doldurulmuş 70 kedi ölüsü bulundu.
Yetkililer, San Antonio kentinin dışında bir yol kenarında gömülü halde bulunan yedi büyük çöp poşetinden çıkan Siyam kedilerini kimin ne amaçla öldürdüğünü araştırdıklarını söyledi.
Bölge şerifi, hepsi yetişkin olan kedilerin buzlukta ya da buzdolabında saklanmış gibi göründüklerini belirtti.

kaynak: 16 ocak 2009 tarihli milliyet

13 Ocak 2009 Salı

"Bodrum'da zehirli balıkla kedi katliamı"

aşağıda alıntı yaptığım yazının benzerleri ile devamlı karşılaşmaktayım. sevimli kedicik ve köpecikleri zevk uğruna, anlık heveslerle, başkalarına özenerek "satın alan" insan müsvetteleri, sonra bu sorumluluğu kaldıramayarak hayvanları sokaklara bırakıyorlar. bir de çok insaflılar ya, insanların yoğun olduğu bölgelere terk ediyorlar. ne mantıklı bir çözüm değil mi.

evcil hayvan bakmak sorumluluk isteyen, ciddi bir iştir. evde hayvancıklar normal bir insandan farksızdır, onlara itina göstermek gerekir. ama bu zorluğa katlanamıyorsanız, bir süre sonra tahammül edemeyecekseniz evinize hayvan almayın. o hayvancıklar ne haldeler sokaklarda biliyor musunuz? sokaklar tabir yerindeyse cins cins kedi köpek ile dolu. daha duyarlı olmaya çağırıyorum insanları.

"MUĞLA'nın Bodrum İlçesi'ne bağlı Akyarlar Köyü'nde, aralarında sahipli olanların da bulunduğu 12 kedi, yedikleri zehirli balıktan telef oldu.

Hayvanseverler, kedilerin katledilmesine tepki göstererek, sorumluların bir an önce bulunması istedi.

Akyarlar Köyü'ndeki 80 konutluk Tınaztepe Tatil Sitesi'nin yakınında çok sayıda kedi ölüsü görenler, durumu jandarmaya ve Turgutreis Hayvan Hakları Derneği'ne bildirdi. Olay yerine giden jandarma ekipleri ve hayvanseverler, toplam 12 kedi leşiyle karşılaştı. Çevrede yapılan aramada etrafa saçılmış çok sayıda balık ve fare zehiri kutularına rastlandı. Jandarma, kedileri katleden kişi ya da kişilerin yakalanması için çalışma başlattı.

Turgutreis Hayvan Hakları Derneği Başkanı Hikmet Yıldız, ölen kedilerin büyük çoğunluğunun sahipli olduğunu ileri sürerek, “Büyük çoğunluğu da tatilcilerin evlerine dönerken terkettiği kediler. Bunlar kışın aç kaldıkları için yiyecek bulabilme umuduyla, kışın da oturanların olduğu sitelerin yakınlarına geliyorlar. Bu durumdan rahatsız olan kişi veya kişilerin işi olabilir. Bu yapılan insanlığa sığmaz. O kadar çok zehir konulmuş ki balıklara, hayvanların kemikleri bile erimiş. Bu vahşetten başka açıklaması olamaz” dedi."

kaynak: 12 ocak 2009 tarihli hürriyet

10 Ocak 2009 Cumartesi

kedi köpek kürkü ticareti yasaklanıyor

sevindirici bir gelişme. umarım aynı durum sevimli foklar için de yapılabilir.

"Çinliler yılda 2 milyon kedi ve köpeği diri diri yüzüp, kürklerini aklınızın almayacağı ürünlerin arasına sokuşturuyor. Japonlar da her yıl bin kadar balinayı lüzumsuz yere öldürüyor. Lüzumsuz, çünkü Japonların balina eti yediği yok. Ancak Japonya’da balina avına ilişmek bir tabu. Resmi söyleme göre, balina demek Japon kültürü demek. Balina avına karşı geliyorsan, gayrı milli bir unsursun. Gayet paradoksal bir durum da söz konusu. Çinliler köpek katlederken, Japonlar balina etinden köpek maması yapıyor. İyi mi?

Kürk mantonuzu, çanta ya da bilmemhangi aksesuvarınızı boşverin. Çocuğunuza aldığınız Çin işi oyuncağa bakın. Sahici gibi duran kedi yavrusu köpek kürkünden yapılmış olabilir.

Avrupa Parlamentosu’ndan İskoçya milletvekili Struan Stevenson, etiketinde "Hayvan yan ürünü Çin malı" yazılı oyuncak kedinin kürküne DNA testi yaptırıyor ve laboratuvar raporunda şöyle yazıyor: Halis köpek kürküdür.

Stevenson’un AB’nin sağından solundan topladığı başka ucube ürünler de var. 42 adet Alsas çoban köpeğinden yapılmış Berlin’den alınma kürk manto ve dört adet Golden Retriever’dan mamül Kopenhag menşeli taban postu gibi. Ve bunları satın alanlar, ürünlerin evde besledikleri köpek ile akrabalığının farkında bile değil.

Çünkü kürk, takibi zor bir nesne. Kaynağını bulmanız katiyen mümkün değil. Bu haltı yiyenler, kedi ve köpeğin derisini oraya buraya sokuşturanlar da Çinliler. Hayvanlara etik muamele için mücadele veren Amerikan kuruluşu PETA’nın verilerine göre Çinliler, yılda 2 milyon kedi ve köpeği kürkü için öldürüyor. Hem de nasıl öldürüyor! Hayvanlar tıkış tıkış kafeslere yerleştirilip kamyonlarla naklediliyor, kafesler yerlere çalınıyor ve el kadar kediler daha diriyken derileri sırtlarından yüzülüveriyor.

Bir başka videoda rakun köpekleri yerlere çarpılıp sersemletiliyor, sonra ayakları kesiliyor. Hálá canlılar. Baş aşağı bir çengele asıyor, yüzme işlemine geçiyorlar. Hálá canlılar. Çırpınıyorlar. Ağlayamıyorlar. Ama, gözlerinde öyle derin bir ısdırap var ki, anlatamam. Derilerini kaybettikten sonra yürekleri 10 dakika kadar daha atmaya devam ediyor.

PETA’nın mücadelesi sonunda ABD, kedi-köpek kürkünün ticaretini yasaklıyor. Bu sefer Çinliler, Avrupa pazarına yüklenmeye başlıyorlar. Hayvanları canlı canlı kaynar suya attıkları da oluyor.

Hayvan hakları savunucularının kampanyaları sonucu Avrupa Komisyonu geçen yıl 20 Kasım’da kedi ve köpek kürkünün ithalat ve ihracatını yasaklamak üzere bir tasarı hazırladı.

Bu iğrenç ticareti yasaklamak için yeterince irade mevcut ama, esas olarak dünyanın bir numaralı kürk ihracatçısı Çin’in, "yaban köpeği", "dağ kedisi" diye etikelediği bildiğiniz sıradan kedi-köpek kürkünü oraya buraya sokuşturmaktan vazgeçmesi gerekiyor."

ayrıntılı bilgi için tıklayınız.

7 Ocak 2009 Çarşamba

"2009 pet seyahat modası"

Kedi ve köpeğinizle sokağa çıkmak, onları bir yerden bir yere taşımak artık zevk.

Markalar ve tasarımcılar petler için farklı model ve malzemelerden, yeni yeni çanta modelleri üretiyor. Çantalar hem köpeğinizin rahatını sağlıyor, hem renk ve tasarımlarıyla kıyafetlerinizi tamamlıyor. Bazıları o kadar şık ki, kadınlar onları kendileri için kullanıyor.

devamı için tıklayınız.

"Ceza 5 yıl hapis! Ama..."

Şerefsizliğin bu kadarı... Neymiş ,ana kız sokak köpeklerini besliyormuş.. Sana ne oluyor acaba? Sana mı soracaklardı besleyebilir miyiz diye, senden izin mi alacaklardı? Bu nasıl bir vahşettir, nasıl bir barbarlıktır ya. Sana hayvanoğlu hayvan demek istiyorum ama, o masum hayvancıklara hakaret etmiş olacağım.. Vicdansız.. O kurşun sana da dönecek, senin de sıran gelecek unutma..

Ülkemizi de bu engin duyarsızlığından ötürü tebrik ederim..

"İstanbul Yeniköy’de sokak köpeklerini besleyen anne kız önce dövüldü sonra gözlerinin önünde bir köpek pompalı tüfekle öldürüldü. Öldüren şehir magandası, "Dikkat et size de gelmesin" diye tehdit savurmayı da ihmal etmedi. Yakalanan maganda aynı gece serbest bırakıldı. Şimdi TCK'ya göre yargılanacak ancak bir köpeği vurduğu için değil. Magandalıktan ve tehditten. Köpeği vurduğu için alacağı en büyük ceza ise 600 TL olacak. Peki herkesi tedirgin eden bu suçun cezası vicdanları rahatlatacak mı? Uzmanlar olayı değerlendirdi. Okuyun kararınızı siz verin..."

kaynak: 5 ocak 2009 tarihli hürriyet